NOROO Paint’ten Kore’nin Kurtuluşunun 80. Yılına Özel Sergiye Anlamlı Destek

a3c349590ccc7d715f2f31e0d828cd5a.jpg

Kore’nin önde gelen boya üreticilerinden NOROO Paint, ülkenin Japon işgalinden kurtuluşunun 80. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen “Hasret, Vatanı Çizmek” adlı özel sergiye sponsor olduğunu duyurdu. Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi’nin (MMCA) Deoksugung Sarayı’ndaki şubesinde gerçekleştirilen bu büyük ölçekli proje, Kore’nin modern tarihinin sancılarını, iyileşme sürecini ve kolektif “vatan” duygusunu sanat aracılığıyla mercek altına alıyor.

Geçmişin İzleri Sanatla Canlanıyor

Sergi, Kore halkının bölünme acısını simgeleyen “gurbet”, “vatan sevgisi”, “yurtsuzluk” ve “sıla hasreti” olmak üzere dört ana tema etrafında şekilleniyor. Bu temalar aracılığıyla, vatanlarını terk etmek zorunda kalmış insanların yaşadığı derin travmalar, sanatsal bir dille izleyiciye aktarılıyor. 9 Kasım’a kadar sanatseverleri ağırlayacak olan sergide, Kim Whanki, Park Soo-keun, Lee Ungno ve Na Hye-sok gibi Kore modern ve çağdaş sanat tarihine damga vurmuş 86 usta ismin resim, çizim ve arşiv materyallerinden oluşan 200’den fazla eseri sanatseverlerle buluşuyor. NOROO Paint, serginin her bölümünün temasına ve atmosferine özel olarak geliştirdiği boyalarla sergi alanlarının etkileyiciliğini artırarak projenin görsel bütünlüğüne önemli bir katkı sağladı.

“Kurtuluş Kuşağı” Şirketinden Kültür ve Sanata Vefa

1945’te, ülkenin özgürlüğüne kavuştuğu yıl kurulan ve bu sene 80. yılını kutlayan NOROO Paint, “kurtuluş kuşağı şirketi” olarak anılıyor. “Vatanım İçin” kurucu felsefesiyle yola çıkan şirket, ülkenin ilk mürekkebini geliştirmesi ve boya, kaplama gibi hassas kimya teknolojilerindeki öncülüğüyle Kore’nin sanayileşme sürecinde kilit bir rol oynadı. NOROO Paint yetkilisi yaptığı açıklamada, “Kurtuluşun anlamını yeniden idrak etmemizi sağlayan bu değerli sergide Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi ile iş birliği yapmaktan büyük onur duyuyoruz. 80. yılımızı kutlayan bir ‘kurtuluş kuşağı’ şirketi olarak, halkımızın yaşamına katkı sunan ürün ve teknolojiler geliştirmeye ve kültür-sanat yoluyla toplumsal fayda sağlamaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Sanatçıların Gözünden Yaralar ve Umut

Kore’nin kurtuluşunun 80. yılı, sadece kaybedilen toprakların geri alınmasını değil, aynı zamanda umut ve hayallerle dolu bir başlangıcı simgeliyordu. Ancak bu sevinç, hemen ardından gelen savaş, bölünme ve ideolojik çatışmalarla gölgelendi. Yıkılan şehirler ve tarlalar, sığınmacıların adımlarıyla dolarken sayısız insan acılarını sessizce yaşamak zorunda kaldı. Bu bireysel acılar kayıtlara geçmese de, dönemin tanıkları olan sanatçılar eserleriyle o günlerin ruhunu ölümsüzleştirdi. Onlar, enkazların üzerinde bile fırçalarını ellerinden bırakmayarak bazen kaybı ve umutsuzluğu, bazen de umudu ve özlemi tuvallerine yansıttılar. Kore soyut sanatının öncüsü Kim Whanki (1913-1974) ve sanatçı Song Hyun-sook’un (73) eserleri, bu acıların ötesine geçerek köklere dönme arzusunu ve özgürlüğe duyulan özlemi barındırıyor.

Kim Whanki: İlkel Duyuların Peşinde Bir Sanatçı

Kim Whanki, dönemin yaralarını ve kişisel yalnızlığını lirik bir resim diliyle sanatına yansıttı. Dağlar, ağaçlar, ay kavanozları ve geyikler gibi Kore doğasına ve geleneğine ait unsurları kullanarak adeta “görsel bir şiir” yarattı. Figüratiften soyuta uzanan sanatsal yolculuğuyla Kore modernizmine yeni bir ufuk açtı. 1960’ların sonlarında New York’ta yaşadığı dönemde nokta, çizgi ve düzlemi temel alarak tam bir soyutlama dünyasına ulaştı. Bu dönemde, yağlı boyaya kum ve çimento karıştırarak toprağın nefesini yansıtan pürüzlü ve ham yüzeyler elde etti. Bu yüzeylerin üzerine doğadan esinlenen, Kore alfabesinin harflerini ve hiyeroglifleri andıran soyut semboller işledi. Onun soyutlaması, doğanın özünü sembolik olarak aktarmanın ve dönemin kaosunu aşarak köklere dönmenin bir aracıydı.

Song Hyun-sook: Toprağın Derinliğinden Gelen Nostalji

Song Hyun-sook, 1970’lerde hemşire olarak Almanya’ya göç etti. Yeni bir dünya ve özgürlük hayali kurarken, gurbetin getirdiği yalnızlığı ve vatan hasretini resim yaparak dindirmeye çalıştı. Sanat eğitimini Hamburg’da alan Song, eserlerinde Kore’nin geleneksel kırsal yaşamından nesneleri konu edindi: lastik ayakkabılar, küpler, ipek iplikler ve çamaşır ipinde asılı duran beyaz bezler gibi… Eserlerinin arka planında kullandığı toprağı andıran kahverengi, yeşilimsi kahve ve bazen de derin bir siyah, içsel bir yolculuğu ve köklere dönüşü simgeler. Sadece birkaç fırça darbesiyle tamamlanan eserleri, bu sadelikleriyle soyut bir izlenim bırakır. Onun sanatı, basit bir natürmort olmanın ötesinde, vatan hasreti, anılar ve gurbette yaşamanın getirdiği duygu katmanlarından oluşan sembolik bir dünyadır.

Gökyüzü ve Yeryüzü Arasındaki Sanatsal Buluşma

Farklı kuşaklardan gelen ve farklı yollardan geçen Kim Whanki ve Song Hyun-sook’un eserleri, toprağa dönme arzusu ve gökyüzüne duyulan özlemle ortak bir noktada buluşur. Fırça darbelerinde, yaraları saran ve iyileşmeyi müjdeleyen bir özgürlük ışığı parlar. Kurtuluş, yalnızca kaybedilen bir toprağın geri alınması değil, aynı zamanda yitirilen benliği ve özgürlüğü yeniden inşa etme yolculuğudur. Bu yolculukta sanatçılar, dönemin acılarını yaratıcılıklarının kaynağına dönüştürerek insanlığın iyileştirici gücünü dünyaya göstermişlerdir. Kim Whanki ve Song Hyun-sook’un sanatı, topraktan başlayıp gökyüzüne uzanan ve yeniden toprağa dönerek yaraların üzerinde yeni bir yaşam filizlendiren bu ruhu yansıtır. Onların eserleri, kurtuluşun temel değerleri olan özgürlük, dayanışma ve iyileşmenin bugün hala aramızda yaşadığını bizlere hatırlatıyor.